Mısır’ın görkemli piramitlerinin inşası, uzun yıllardır tarihçiler ve arkeologlar arasında yoğun tartışmalara neden oluyor. Bazı bilim insanları, bu büyük yapıları inşa etmek için kullanılan yöntemlerin antik Mısırlıların mühendislik becerileri ve iş gücünün koordinasyonu ile mümkün olduğunu savunuyor.
Yaygın kabul gören teoriye göre, bu devasa yapılar taşların aşağıdan yukarıya doğru katman katman inşa edilmesiyle ve halatlarla kızakların kullanılmasıyla yapıldı. Öte yandan, bazı uzmanlar ise yapılan açıklamaları yetersiz buluyor ve piramitlerin inşasında daha fazla gizem ve belirsizlik olduğunu öne sürüyor. Özellikle, taş bloklarının nasıl taşındığı ve yerleştirildiği konusundaki mevcut teoriler, tarihsel kayıtlarla ve arkeolojik buluntularla her zaman tam olarak örtüşmüyor.
BU SEFER GİZEM ÇÖZÜLDÜ MÜ?
Yeni bir araştırma ise Mısır’daki en eski piramit olan Djoser Piramidi’nin, yaklaşık 4 bin 700 yıl önce daha karmaşık bir ‘hidrolik kaldırma’ yöntemi kullanılarak inşa edildiğini öne sürüyor.
Fransa’nın Paris şehrindeki Paleotechnic Arkeolojik Araştırma Enstitüsü’nün başkanı Xavier Landreau tarafından yürütülen çalışma, antik Mısırlıların mühendislik becerileri hakkında önemli yeni bilgiler sunuyor. Araştırmacılar, Djoser Piramidi’nin inşasında kullanılan teknikleri anlamak için bölgenin tarihi kayıtlarını ve uydu fotoğraflarını inceledi.
Landreau, Daily Mail’e yaptığı açıklamada “Antik Mısırlılar, sulama kanalları ve taş taşımada kullanılan mavnalar (Denizcilikte kullanılan bir tür taşınabilir, yüzer platform veya küçük yük taşıma gemisi) ile hidrolikte öncülük etmeleri ve ustalıklarıyla tanınıyorlar. Bu çalışma, devasa yapıların dikilmesinde hidrolik kuvvetin kullanılması konusunda yeni bir araştırma alanı açıyor. Genel olarak karmaşık bir yöntem ama oldukça etkileyici” dedi.
ARAŞTIRMA PİRAMİDİN İÇ MİMARİSİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER ORTAYA KOYDU
Araştırma, piramidin iç mimarisinin daha önce bilinmeyen bir hidrolik yükselme mekanizmasıyla uyumlu olduğunu da ortaya koyuyor. Landreau ve meslektaşları, piramidin merkezindeki taşların volkanik bir yöntemle, tortusuz su kullanılarak yukarı kaldırıldığını belirtti.
Bu teori, piramidin yaklaşık 200 metre yüksekliğindeki ‘basamaklı’ yapısının, düz platformlar halinde düzenlendiği anlamına geliyor. Bu özellik, Giza’daki ünlü piramitlerin aksine, piramidin yanlarının bir dizi basamaktan oluşmasını sağlıyor.
Grafik: Harun Elibol
Djoser Piramidi ise MÖ 2667 ile 2648 yılları arasında inşa edildi ve antik Mısırlı mimar İmhotep tarafından tamamen taştan yapıldı. Eski Mısır firavunu ve Eski Krallığın kurucusu Kral Djoser’in mezarı olarak kabul edilen bu piramit, Kahire’nin güneyindeki geniş Sakkara nekropolünde bulunuyor. Piramidin merkezinde yer alan devasa şaft, daha önce bilinmesine rağmen, araştırmacılar şimdi bu yapının işlevine dair yeni bir teori öne sürüyor.
Djoser Piramidi
GİSR EL-MUDİR BARAJ İŞLEVİ GÖRÜYORDU
Araştırmacılar, piramidin batısında bulunan antik taş yapı Gisr el-Mudir’e de dikkat çekiyor. Gisr el-Mudir’in tam işlevi net olarak bilinmese de bu yapının yağmur suyunu toplayan ve bir boru sistemi aracılığıyla piramide yönlendiren bir baraj işlevi görmüş olabileceği öne sürülüyor.
Yer altı suyu piramidin merkezine ulaştığında, bu suyun, bir volkanik magma gibi, merkezi şafttan yukarı doğru fışkırmış olabileceği belirtiliyor. Bu güçlü su jetinin, taşları bir seferde 100 tona kadar taşıyabilen bir yüzen asansörü yukarı kaldırmış olabileceği düşünülüyor.
Baraj teorisi, Djoser Piramidi’nin merkez şaftıyla güçlü bir bağlantı sağlıyor
Uzmanlar, su jetinin kontrol edilebilir olduğunu ve bu nedenle kuyunun boşaltılabileceğini, ardından başka bir taş yükü için yeniden kullanılabileceğini ifade ediyor. Su, bir sonraki yük yerleştirildiğinde serbest bırakılmadan önce piramidin şaftının tabanında bir tür tıkaç gibi tıkanmış olabilir. Bu yeni teori, 4 bin 700 yıl önceki mühendislik becerilerinin oldukça gelişmiş olduğunu ve Mısır piramitlerinin inşasında kullanılan yöntemlerin daha karmaşık olduğunu gösteriyor.
Gisr el-Mudir’in daha önce tamamlanmamış bir piramit olduğu düşünülüyordu. Ancak, baraj teorisi, Djoser Piramidi’nin merkez şaftıyla güçlü bir bağlantı sağlıyor. Mısır’ın diğer ünlü piramitlerinin bu inşaat tekniğini kullanıp kullanmadığı ise henüz kesinlik kazanmış değil. Teori, henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş bir ön baskı makalesi olarak yayımlandı.
Benzer bir araştırma birkaç ay önce de açıklanmıştı. Amerika Birleşik Devletleri’nde Kuzey Carolina Wilmington Üniversitesi’nin yürüttüğü çok uluslu bir araştırmaya göre, piramitler Nil Nehri’nin uzun süre önce kaybolmuş olan bir kolu sayesinde yapılmış olabilir. Nil’in bu kolu günümüzde çöl ve tarım arazilerinin altında kalmış durumda. Arkeologlar uzun yıllardır, piramitlerin inşasında kullanılan taş bloklar ve diğer malzemelerin yakınlardaki bir su yolu üzerinden taşınmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyordu. Araştırma ekibinden Prof. Dr. Eman Ghoneim, BBC’ye yaptığı açıklamada “Bu zamana kadar hiç kimse bu su yolunun yeri, şekli, boyutu ya da piramitlere yakınlığına dair net bir şey söyleyemiyordu” dedi.
Fotoğraflar: iStock